Varis Teşhisi Nasıl Konulur?

Varis teşhisi, bir Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanı tarafından yapılan detaylı bir değerlendirmeyle konulur. İlk olarak, hastanın anamnezi alınarak, şikayetleri, tıbbi geçmişi, önceki toplardamar yetmezliği ve varis tedavileri, pıhtı öyküsü ve varis risk faktörleri hakkında bilgi toplanır. Bu veriler, teşhis ve tedavi planlaması açısından önemli bir temel oluşturur.

Muayene sırasında, bacaklardaki dolaşım bozuklukları, varisler, toplardamar yetmezliği belirtileri, renk değişiklikleri, ödem, varis yaraları ve daha önceki cerrahi izler gibi bulgular dikkatlice değerlendirilir. Muayeneden sonra, hastaya bacak toplardamar ultrasonografisi (ya da alt ekstremite venöz Doppler ultrasonografi) yapılması önerilir. Bu inceleme, "B mode" ve "renkli Doppler" modları kullanılarak gerçekleştirilir. Renkli Doppler, ultrasonografi tetkikine entegre edilerek daha ayrıntılı bir değerlendirme sağlar. 

Genellikle bu ultrasonografiyi Radyoloji uzmanı yapar; sonuçlar ise Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanı tarafından incelenir.

Op. Dr. Yüksel Baştürk varis şikayeti olan hastalar için ultrasonografiyi kendisi uygulamaktadır. Bu yöntem, hasta değerlendirmesi ve tedavi planlamasını bütüncül bir şekilde yapmayı sağlar. Ayrıca, girişimsel tedavi veya ameliyatı gerçekleştirecek doktorun toplardamar anatomisini daha iyi anlamasına yardımcı olur. Böylece muayene, ultrasonografi ve tedavi planı genellikle bir saat içinde tamamlanabilir ve tedavi aynı gün içinde gerçekleştirilebilir. Bu durum, şehir dışından gelen hastalar için büyük bir zaman tasarrufu sağlamaktadır.
 
Varis Teşhisi Sırasında Toplardamar Ultrasonografi İncelemesinin Önemi

Bacak toplardamar ultrasonografisi, invaziv olmayan, ağrısız ve ekonomik bir tanı yöntemidir. Bu inceleme, toplardamarlar içindeki kan akışını, olası pıhtıları ve tıkanıklıkları değerlendirmeye yardımcı olur. Derin, yüzeysel ve bu iki sistemi bağlayan köprü toplardamarlar bu süreçte detaylı bir şekilde incelenir.

Varis değerlendirmesinde, özellikle kasık bölgesindeki derin toplardamarlardan yüzeysel toplardamalara ne kadar kan geri kaçtığı ve yüzeysel toplardamarların çapı önemli bir kriterdir. Bu inceleme sonucunda, gerekirse yüzeysel toplardamarın kasık ile diz eklemi arasındaki kısmının kapatılmasına yönelik tedavi yöntemleri planlanabilir. Bu tedavi yöntemleri arasında damar içi lazer, damar içi radyofrekans, tıbbi yapıştırıcı uygulaması ve nadiren klasik varis ameliyatı bulunmaktadır.

Eğer ultrasonografi sonuçları normalse ve yalnızca kılcal damar varisleri mevcutsa, estetik amaçlı sıvı veya köpük skleroterapi gibi alternatif tedavi seçenekleri de değerlendirilebilir. Derin toplardamarlarda pıhtı veya tıkanıklık tespit edilmeyen hastalarda, bacak toplardamar ultrasonografisi genellikle yeterli bir teşhis ve tedavi planlaması sağlar. Ancak derin toplardamarlarda sorun tespit edilirse, ileri tanı yöntemleri olarak bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme ile toplardamar anjiyografisi yapılması gerekebilir.