Tıbbi yapıştırıcı yöntemi, ameliyatsız varis tedavileri arasında en yenilikçi ve etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu yöntem, halk arasında "biyolojik yapıştırıcı" veya "zamkla varis tedavisi" olarak da adlandırılmaktadır. Bacak toplardamar ultrasonografi incelemesinde, kasık seviyesinde derin toplardamardan yüzeysel toplardamara geri kaçış (venöz reflü) ve yüzeysel toplardamar genişlemesi tespit edildiğinde bu tedavi uygulanabilir.
Biyolojik yapıştırıcı yöntemi, bacağın iç kısmındaki büyük veya baldırın arkasındaki küçük yüzeysel toplardamarların kalıcı olarak kapatılmasını hedefler. Uygulama öncesinde kullanılan biyolojik yapıştırıcı, sıvı formda olup, ana bileşeni N-butil siyanoakrilattır. Bu madde, toplardamara enjekte edildikten sadece birkaç saniye içinde kanla temasa geçtiğinde sertleşir ve katı hale gelir. Böylece, toplardamar kalıcı bir şekilde kapanmış olur. Bu yöntem, 2014 yılından itibaren dünya genelinde ve Türkiye'de kullanılmaya başlanmıştır.
Tıbbi yapıştırıcı işlemi, ameliyathane koşullarında veya hastanın yatağında bile gerçekleştirilebilir. İşlem öncesinde, yalnızca iğnenin gireceği bölgeye lokal anestezi uygulanır. Ultrasonografi eşliğinde, yüzeysel toplardamara iğne ile girilir ve içinden yapıştırıcının verileceği ince bir kateter yerleştirilir. Kateterin ucu uygun noktaya ilerletildikten sonra, derin toplardamara yapıştırıcının kaçmasını önlemek için gerekli önlemler alınır ve biyolojik yapıştırıcı toplardamara enjekte edilerek kapanması sağlanır.
Biyolojik yapıştırıcı yöntemi uygulandıktan sonra, cilt altı yağ dokusu az olan zayıf hastalarda yüzeysel toplardamarın sert bir şekilde hissedilmesi olasıdır. Ancak bu durum genellikle birkaç ay içinde kendiliğinden geçer.
Varis tedavilerinin başarısı, bilimsel çalışmalarla belirlenen çeşitli ölçütlerle değerlendirilir. Bunların en önemlisi, tedavi uygulanan damarların bir yıl sonraki bacak toplardamar ultrasonografi incelemelerinde hala kapalı olup olmadıklarıdır. Isı enerjisi uygulanan damar içi lazer ve radyofrekans yöntemleri ile tıbbi yapıştırıcı yöntemi sonrası damar kapalı kalma oranları benzerlik göstermektedir. Bu sonuç, tıbbi yapıştırıcı yönteminin ısı enerjisi uygulanan yöntemler kadar etkili bir tedavi seçeneği olduğunu ortaya koymaktadır.